Ne Aramıştınız?

7 Nisan 2018 Cumartesi

Karacaoğlan'ın Şiirlerindeki Gaziantep


Gaziantep Çevresine Mahsus Yer İsimleri:

Karacaoğlan'ın şiirlerinde Anadolu'nun birçok yerinin ismi geçmektedir. Şairin bazen Mısır, Trablus, Hama, Humus gibi Anadolu dışındaki yerlerden de bahsettiği görülür. Anadolu'nun Sivas, Er- 5- Cemil cahit Güzelbey, "Karacaoğlan", Sabah Gazetesi, Gaziantep, yıl 21, sayı: 6553, s.26- "İşte bu rivayetlerin karasızlığı ve müsbet bir vesikanın elde bulunmaması sebebiyle, şairimizin doğduğu yeri tesbitten vazgeçmek icap ediyor. Fakat buna mukabil bir taraftan yerli an'aneler, diğer taraftan ona isnat edilen manzumelerde sık sık geçen ve şairimizin içinde yaşadığı tabii ve içtimai muhiti gösteren kayıtlar, tasvirler, mecazlar, onun herhalde Anadolu'nun göçebe aşiret an'anelerine
yabancı olmayan ve Arap golleriyle de münasebeti bulunan cenup vilayetlerinden yetişmiş olduğunu açıktan açığa meydana koymaktadır. Eserlerinde sık sık tesadüf edilen giyim tabirleri -yani mahalli kıyafetler- bugün de Kilis ve Ayıntap havalisinde ve Cenup Türkmen aşiretleri arasında kullanılmaktadır.


"Fuad Köprülü, Türk Saz Şairleri, Milli Kültür Yayınları, Ankara 1962, s.320-321.






zurum, Kayseri, Kırşehir gibi değişik yerlerinden bahsetmekle birlikte


büyük çoğunluğun Güney illerimize ait yerler olduğu görülür. Bunlar


arasında da Gaziantep'e mahsus olanlar çok fazladır. Müjgân


Cunbur'un tespit etmiş olduğu Karacaoğlan'ın şiirlerindeki yer isimlerinden


Gaziantep'e mahsus olanların üzerinde burada durmak istiyorum.


Antep: Ayıntap (Antep'in eski söylenişi) ve Antep olarak


geçmektedir. Altı yerde tesadüf olunmaktadır:


"Bir beni bendetmiş Şam'ı Haleb'i


Bir beni bendetmiş Mısır Anteb'i" s.88 (6)


* * *


"Gönül arzuluyor Antep ilini" s.112


* * *


"Bu gün konak yeri Nafak pınarı


Oradan Antep'in ili görünür" s.113


* * *


"Şu Antep ilinde Serv-i zamana" s.229


* * *


"Yörü bre yörü Antep illeri" s.248


"İçel'den, Antepten, Gürün'den beri


Acep gezsem mavi donlum varm'ola" s.352.


Araban: Gaziantep'in ilçelerindendir. Şehrin kuzeydoğusuna düşer.


"Irak derler Araban'ın ilini" s.157


"Araban ilinden bir çiçek sokun" s.229


Arkık: Gaziantep'in Oğuzeli yönünde bir köy ve akarsudur.


"Arkık'ta uğradım bir güzel kıza" s.113


(6) Bu bildirideki şiirler şu eserden alınmıştır: Müjgân Cumbur, "Karacaoğlan",


Milli Eğitim Basımevi, Ankara 1973, Birinci Baskı.


-98-


Bakıda: Gaziantep'in köylerindendir.


"Bakıda'nın çoktur kaşı karası" s.113.


Balıksuyu: Gaziantep'te bir pınardır, şimdi akmaz.


"Coşar Balıksuyu selli görünür" s.112.


Beşdeli: Antep suyu ile Sacur suyunun birleştiği yerdedir.


"Beşdeli'den akar Haleb'in suyu" s.113.


Beyler Çınarı: Kilis civarında bir yer adı.


"Sana derim sana Beyler Çınarı" s. 153.


Eğrikol: Gaziantep'in güneyinde bir yer adı.


"Eğrikol'da yem yedirem atıma, Gece


Eğrikol'da yatalım atım" s.146


Ergene Köyü: Gaziantep'in Oğuzeli tarafında bir köydür.


"Karacaoğlan der ki: Ergene köyü" s.113


Elbeyli (llbeyli): Barak ile Kilis arasında bir yer.


"Adana, llbeyli, Göksün, Tekir'i" s.351


Gedik: Gaziantep ile Nizip arasında bir yer.


"Şol Kemnun Gediği belli görünür" s.113


Hacımallı (Hacıman) : Gaziantep'in Yavuzeli tarafında bir köy.


"Hacıman ilinden bir gelin geldi Kendi Hacıman'da köleli


gelin" s.167


Karadağ:Gaziantep'le Urfa arasında, Araban yakınında bir dağdır.


Taşları siyah olduğu için Karadağ denilmektedir. "Ey Karadağ


melil melil kalasın" s.232


Kefendiz(Keferdiz): Şimdiki adı Sakçagözü. Adana yolu üzerinde,


Akyokuş civarında bir köy.


"Ağyar ırak derler, Kefendiz yakın


Gece Kefendiz'de yatalım atım" s.146


"Kefendiz'de Börklü Dede" s.292


-99-


KemnuırKilis yolunda bir köy ve vadinin adı.


"Şol Kemnun Gediği belli görünür" s.113


"Seyran'dan gelirken Kemnun Dağında" s.126


Kılcan: Gaziantep civarında bir köy.


"Kılcan derler şu köylerin sırası" s.113


Kırım: Gaziantep ile Kahramanmaraş arasında bir köy. "At


ile Kırım'ı aştıktan geri" s. 146


Melek köyü: Gaziantep'te bir köy.


"Melek köy garkolmuş güle nergise" s.113


Menevşe Yaylası: Gaziantep civarında.


"Menevşe Yaylanın Perçem Belini" s.157


Nafak: Gaziantep'in Oğuzeli yolu üzerinde bir köy.


"Bu gün konak yeri Nafak Pınarı" s.113


Rasaf: Gaziantep'in bir köyü.


"Rasaf söker benim göğsüm yarası" s.113


Sacur Suyu: Gaziantep'in Burç kasabası tarafında bir su, hâlâ akar.


"Yeşil ile dolu Sacur gölleri" s.229


Sargın (Sazgın): Gaziantep'in Oğuzeli tarafında, şimdiki havaalanı


civarında bir köy.


"Sargın'ın güzeli salınır bari" s.113


Suboğazı köyü: Gaziantep'in Yavuzeli yolu üzerinde bir köy. Yolu


boğaz üzerinden gittiği için bu adı almıştır.


"Suboğaz ilinden ettik bir sökün" s.229


- 100-


Tilbaşar: Gaziantep'in Oğuzeli ilçesinin güneydoğu yönünde bir köy


ve ovanın adı.


"Tilbaşar ilinde şol Ekiz suyu" s.113


Görülüyor ki Karacaoğlan'ın şiirlerinde Gaziantep ve çevresine


mahsus yer adları bir hayli fazladır. Şairimiz Gaziantep'in köylerini,


yaylalarını, akarsularını, dağlarını gayet iyi tanımaktadır. Buralarda


oldukça uzun bir süre kaldığı anlaşılmaktadır. Hatta şairimiz Gaziantep'ten


uzak kaldığı zaman burayı özlemektedir: "Gönül arzuluyor


Antep ilini".


Gaziantep'in, bilhassa Barak Ovası'ndaki köylerin güzelliğini,


köy kızlarını, onlarla maceralarını, sularının serinliğini, yaylalarının


yeşilliğini büyük bir sevgi ile anlatmıştır. Gaziantep'i İstanbul, Mısır


gibi hayali olarak anlatmamıştır. Son derece somut anlatmıştır. Denilebilir


ki şairimiz Gaziantep'i köy köy, dağ dağ bilmektedir, sevmektedir.


B-Gaziantep Yöresi Dil ve Söyleyiş Özellikleri:


Karacaoğlan'ın şiirlerinde Gaziantep yöresine ait dil ve söyleyiş


özellikleri de bulunmaktadır. Karacaoğlan'ın şiirlerini ağız


özelliklerine dikkat ederek veren bir baskısına rastlamadığım için


ancak birkaç belirgin örnekle bu hususu vurgulamak istiyorum:


"Zalim anan suya salmış yalınız" s.21:


Yalınız yöre ağzında yalnız, zalim, zalim kelimelerinin


söylenişidir.


"Yiğidin eyisi sözünden olur / Ağacın eyisi özünden olur" s.4 Eyi:


İyi kelimesinin söylenişi.


"Niçin beni atasına yandırdın" s.22


Ataş: Ateş kelimesinin yöredeki söylenişi.


- 101 -


"Viran ettin bahçam ile bağım / Domurcuk güllerim al deyi deyi"


s.33


Bahça: Bahçe, domurcuk: tomurcuk


"Annacımdan gelen güzel" s.264


Annaç: Yöre ağzında karşı taraf anlamında kullanılan bir kelimedir.


"Yuka olur ulu suyun geçeği" s.40


Yuka: Yöre ağzında ince, hafif anlamlarında kullanılan bir kelimedir.


İkimiz de bir göynekte dururuz" s.97


Göynek: Gömlek için kullanılır.


"Kumaş yüküm dost köyüne çezildi" s.24


Çezildi: Çözüldü.


Bu örnekleri çok daha fazla arttırmak mümkündür. Esasen Karacaoğlan'ın


şiirlerindeki dil ve anlatım özellikleri başlı başına bir


çalışma konusu olduğundan ben birkaç örnek vermekle yetineceğim.


Bir kişinin bir yöre ağzını kullanması için ya o yörenin insanı


olması gerekir ya da hayatının çok önemli bir bölümünü o havalide


geçirmiş olması gerekir. Karacaoğlan Gaziantep ağzını bilmekte ve


şiirlerinde kullanmaktadır.


C. Giyim-Kuşam ve Diğer Hususlar:


Karacaoğlan'ın şiirlerinde Halep, Şam, Yemen, Hama, Humus gibi


Arap memleketlerinin ismi çok geçmektedir. Bu da şairimizin bu


memleketler ile bağlantının kolay, ilişkinin çok olduğu bir ilimize


mensup olduğunu düşündürmektedir. Gaziantep, o vakitler Halep'e


bağlı idj, arada bugünkü sınır yoktu, Halep, Osmanlı'nın bir eyaleti


idi ve en fazla ilişkili olduğu şehir Gaziantep idi. Halen Gazianteplilerin


Halep'te, Haleplilerin Gaziantep'te yakınları bulunmaktadır. Ka-


- 102-


racaoğlan'ın Arap memleketlerine gldlş-geliş kolaylığı Gaziantep


dolayısı ile olmuştur.


Karacaoğlan'ın bir koşmasında "Hüsnü güzel ama aslı Ermeni"


(s. 12) mısraı geçmektedir. O yıllarda Gaziantep'te çok sayıda Ermeni


vardı. Ermeniler ile Türkler bazen komşu evlerde oturmakta idiler.


Karacaoğlan'ın şiirlerinde Gaziantep'e mahsus giyim-kuşam


özelliklerine de çok rastlanmaktadır: O yörede çok yaygın olan ve


yöreye mahsus olan kutnu zubun giymiş kızlardan bahseder:


"Kutnu zubun geyme dedim, geydin mi" s.16


"Kutnu zubun usul boya


Gey de salla benim için" s.262


Karacaoğlan'ın al önlüklü, kadife fesli, keten gömlekli kızları hâlâ


Barak Ovas'ında dolaşmaktadırlar:


"Başına vurunmuş kadife fesi" s.62 "Önü


al önlüklü yüzü peçeli" s.33 "Keten gömlek


geymiş kolu salmah" s.369 "Ayağına


geymiş telli yemeni" s.83 "Ak topuk


üstünde sandal tumanı Boğup gider bir


gözleri sürmeli" s.82


Yemeni, Gaziantep'te yapılan ve yörede giyilen bir çeşit ayakkabıdır.


Tuman ise kadınların kıyafetinin bir bölümü olup, bilek kısmı


büzmeli şalvardır.


Bu kızlar bazen de altın nalın giyerler, gümüş kemer takarlar:


"Yalın ayak yere basma/Geyin altun nalın dilber/" s.256


"Gümüş kemer ince bel ile oynar" s.161


- 103-


Antep ve havalisinde kızların, gelinlerin gözlerine sürme


çekerek, ellerine kına yakarak, saçlarını belik belik örerek


süslenmeleri adettir:


"İki eli boğum boğum kınalı/Karadır gözleri sürmeli değil" s.39


"Yıkılası şu dağların ardına/Aşıp gider bir gözleri sürmeli" s.226 "Ak


eline al kınalar yakarsın/Mor beliği kuluncuna dökersin" s.230


Gaziantep yöresinde bilhassa eski devirlerde başlık adeti vardı.


Başlık, yörede kalın olarak tabir edilir, kız evlendirilirken, kız


babasının erkek tarafından aldığı bir miktar paradır. Karacaoğlan'da


bu adete de rastlanmaktadır:


"Vermişler beş bini bin daha değer


Kesilmiş bahası alamıyorum" s.26


Gaziantep havalisinde Karacaoğlan'la ilgili olarak anlatılan


menkıbelerin (7) yanısıra halkın ağzında Karacaoğlan'a mahsus


olduğu söylenen bazı şiirler vardır. Bunlardan birisi Ali Rıza Yalman


tarafından Gaziantep-Kültür Dergisinde "Gaziantep'le Alâkadar Olan


Yedi Şair" başlıklı bir yazıda yayınlanmıştır. Karacaoğlan'la ilgili kitaplarda


rastlamadığım bu şiiri buraya alıyorum:


"Öğüt verdim yare öğüdüm tutmaz


Boyunun hayali gözümden gitmez


Ben yiğidi demir zencir zaptetmez


Yarin zülfünden özge bağm'olur


(7) Cemil Cahit Güzelbey'de üç menkıbe kayıtlıdır. Bkz. Cemil Cahit


Güzelbey, "Karacaoğlan" Gaziantep Sabah Gazetesi, Yıl 21, Sayı:


6552, 6553, 6554, s.2.


- 104-


Tutamadım ataların öğüdün


Meyvası olmaz servi ile söğüdün


Elleri göğsünde gerek yiğidin


Mağrur insan acep yiğitm'olur


Aşalım da karlı dağlar aşalım


Karlı dağlar koç yiğide yolm'olur


Dikiş tutmaz yaralarım sökülür


Aşk yarası çeken yiğit sağm'olur


Karacaoğlan der ki kalktım konmadan


Hiç korkmadım zina ile haramdan Bir


yiğit de ayrı düşse Sunadan Böyle


derde düşen insan sağm'olur


8.7.1929 yılında Kılavuz köyünde Velo Aşa'dan dinlenmiştir" (8)


Sonuç olarak Karacaoğlan'ın Gaziantep ili ile yakın ilgisi ortaya


çıkmaktadır. Karacaoğlan'ın şiirlerinde bol miktarda bulunan Gaziantep


havalisine mahsus yer isimleri, şairimizin bu çevreyi yakından


tanıyan tavrı, şehrin âdet ve geleneklerine ve vakıf olması ve nihayet


ağız özelliklerini dahi kullanıyor olması Gaziantepli olabileceğini


de düşündürmektedir. Ancak başta da söylediğim gibi


amacım Karacaoğlan'ın Gaziantepli olduğu iddia etmek değildir. Gaziantep'in


Karacaoğlan'a, Karacaoğlan'ın Gaziantep'e duyduğu


büyük sevgiyi, yakınlığı şiirlerinden ve hakkında söylenenlerden


çıkarmak suretiyle şairimizin hayatıyla ilgili gözden kaçan bazı hususları


tespit etmektir.


FAYDALANILAN KAYNAKLAR:


1- CUNBUR, Müjgân, Karacaoğlan, Millî Eğitim Basımevi, Ankara


1973


(8) Ali Rıza Yalman, "Gaziantep'le Alâkadar Olan Yedi Şair", Gaziantep-


Kültür Dergisi, Aralık 1966, Cilt:9, Sayı:275, s.108.


- 105-


7- GÜZELBEY, Cemil Cahit, KARACAOĞLAN, Gaziantep Sabah


Gazetesi, Yıl 21, Sayı: 6546-6556


8- KARAER, Mustafa Necati, Karacaoğlan, Kültür ve Turizm


Bakanlığı Yayınları, Ankara 1988


9- KÖPRÜLÜ, Fuad, Türk Saz Şairleri, Millî Kültür Yayınları, An


kara 1962


10-ÖZTELLİ, Cahit, Karacaoğlan, Bütün Şiirleri, Milliyet


Yayınları, İstanbul, 1970


11-YALMAN, Ali Rıza, "Gaziantep'le Alâkadar Olan Yedi Şair"-


Gaziantep-Kültür Dergisi, Aralık 1966. Cilt:9, Sayı:275,


s.108






ÇALIŞMANIN TAMAMINI BURADAN İNDİREBİLİRSİNİZ:


TIKLA İNDİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder