Ne Aramıştınız?

1 Ağustos 2017 Salı

Namık Kemâl'in Şiir Anlayışı

Namık Kemâl'in Şiir Anlayışı
Türk edebiyatının en önemli şairlerinden olan Namık Kemâl'in şiir anlayışını geçirdiği evreleri dikkate alarak iki başlık altında incelemek mümkündür.
Şinasi'den Önce
Şinasi'den Sonra
İlk evre şairin bir "Divan Şairi" olarak göründüğü ilk gençlik yıllarında tamamen eski şiirin zevk ve estetiğini yansıttığı evredir. 11 yaşında ilk şiirini yazmış olan Namık Kemâl, Sofya'dayken 17 yaşında düzenlediği şiir defteri ve Şinasi ile tanıştığı 1861 yılına kadar yazdığı şiirlerle eskiyi devam ettiren bir Ercümen-i Şuârâ şairi idi.
Son yüzyılını yaşayan divan şiiri yüzlerce kez tekrarlanan imgelerin, işlenen konuların devamından öteye gidemeyen şiirden başka bir şey değildi. Namık Kemâl ilk şiir zevkini Eşref Paşa, Leskofçalı Galib, Hersekli Ârif Hikmet, Hâlet Efendi, Osman Şems Efendi, Memduh Paşa, Kazım Paşa ve Manastırlı Faik Bey gibi devrin divan şairlerinden alır. Kısa sürede Divan şiirinin estetiğini benimseyen Namık Kemâl adı geçen şairlerin kimi şiirlerine nazireler yazarak Divan şiiri geleneğini sürdürür.
Ayrıca Namık Kemâl'in gazellerine de adı geçen şairler nazireler yazmıştır. Bu da onun ulaştığı başarıyı ortaya koymaktadır.




Tasavvufî şiirler de yazar; tasavvufî öğeleri manzumelerinde kullanır. 1861'de Şinasi ile tanıştıktan sonra şiir anlayışının ikinci evresi başlar. Bu tanışma için şair şunları söyler:

" Hangi senede olduğu hatırımda değildir. Fakat zannına göre yetmiş sekiz sene-i hicriyyesinde (1861)olacak, bir Ramazan günü kitap aramak içün Sultan Beyazid Camii avlusundaki sergilere girdim. Elime talik yazı litograf basma ile bir kağıt parçası tutuşturdular, yirmi de para istediler. Parayı verdim kâğıdı aldım. Üstünde 'îlahî' unvanını gördüm. Derviş Yunus îlahisi zannettim. Bununla beraber, okumağa başladım. O ilahi neydi bilir misin, neydi? Beni yazdığım yazının şimdiki derecesine îsal etmeğe  (ulaştırmaya), milletin lisanını şimdiki haline getirmeğe sebeb-i müstakil (tek sebeb)olan ilâhi bir ilahî idi. Sade fikre ne kadar da yakışıyor. Mebadisi (başlangıcı) şudur:
Hak Teala azamet âleminin padişehi
Lâ-mekândır olamaz devletinin taht-gehi

Nesren yazdığı şeyleri gördüğüm, hatta beğenmediğim Şinasi'nin ilahî bir kelim (söz söyleyen)olduğunu o şiirinde anladım. Fakat fikrimi edebiyat arkadaşlarıma anlatamadım. Gittim gazetesine muîn (yardımıcı) oldum.
Görüldüğü gibi Namık Kemâl'i Şinasi'ye yaklaştıran şey Münacât'tır. Namık Kemâl sadece bu manzumenin ihtiva ettiği yeni fikirlere ve söyleyişteki sadeliğe değil aynı zamanda bir öncü olarak Şinasi'nin çalışkan, dikkatli ve gösterişten uzak yaşantısından da etkilenmiştir.
Şinasi'nin bir proğram dahilinde ortaya koyduğu Batılılaşmayı öngören fikirleri de Namık Kemâl'i etkilemistir. Namık Kemâl'deki heyecan yüklü yeni fikirlerin kaynağı Şinasi'dir.
Şinasi ile tanıştıktan sonra Namık Kemâl'in şiir lügati de değişir. Artık daha çok Avrupa'daki sosyal ve siyasal değişmelere paralel olarak, halk adalet, eşitlik, meşveret, kanun, düzen, nizam, milliyet, hürriyet gibi kavramlar şairin yeni şiir lügatinde yer alır. Eski lügatten ve şiir anlayışından uzaklaştı. "Hayata ve hakikate uyan bir edebiyat" anlayışına geldi.

Hürriyet Kasidesi, Vatan Şarkısı, Vaveyla, Vatan Türküsü, Murabba, Vatan Mersiyesi bu dönemde kaleme alınmış öne çıkan manzumelerindendir.



3 yorum:

  1. Ödevim için çok yardımcı oldu teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. Recaizade mahmut ekrem in şiir anlayışını ekldrmisiniz

    YanıtlaSil