Tanzimat ile başlayan batılılaşma edebiyatımızda
yeni türleri beraberinde getirmiştir. Bu yeni türlerden biri de
eleştiri/tenkitdir.
Tanzimat Edebiyatı'nın ilk nesli içinde şiir
sanatımız hakkında ilk ve en köklü değerlendirmeyi yapan şairimiz Ziya Paşa'dır.
İki kez Türk şiiri üzerinde düşünmüş ve kendine göre tutarlı saydığı
değerlemdirmeler yapmıştır. Bunlardan birincisi 1868'de Hürriyet gazetesinde
yayımladığı "Şiir ve İnşa" makalesidir.
Bu yazısında Ziya Paşa,
"Osmanlıların şiiri nedir?" sorusua cevap arar. Necâtî, Bâkî, Nef'î,
Vâsıf, Nedim Divan edebiyatının başarılı şairleridir. Ziya Paşa, bu şairlerin
ortaya koyduğu şiirleri gerçek Türk şiiri saymamaktadır.
Ona göre bu manzumeleri
yazan şairler İran şairlerini,
onlar da Arap şairlerini
taklit etmişlerdir. Üstelik bu taklit sadece şiir üslubunda değil aynı zamanda
fikir ve anlamda da devam etmistir. Ziya Paşa yukarıda adı geçen şairlerin
ortaya koyduğu edebiyatı Osmanlı edebiyatı saymamaktadır. Onların
yazılarına bakıldığında tek bir Türkçe kelime bulunmadığından bahseder.Devlet
dairelerinde yazışma dili de neredeyse bu şekildedir. Şair bu durumdan
şikâyet eder. Bunların bu asrın hatası olmadığını, Acem şivesini taklit sevdamızdan
kaynaklandığını söyler.
Ona göre bizim gerçek şiirimiz "avam(halk)
şarkıları" ile "üçleme ve kayabaşı(çoban türküsü)" şiirleridir.
Bu konuda da ısrar eder.
Aradan altı yıl geçtikten sonra 1874'de
yayımladığı Harâbât Mukaddime'sinde bu defa daha önce söylediklerinin tam
tersini söyler üstelik Şiir ve İnşa'da yücelttiği halk şiirini aşağılar.
Sadece halk şiirini eleştirmekle de
kalmaz Batı şirinini de eleştirir. Tanrı'nın her iklime, her coğrafyaya, her
millete ayrı ayrı kabiliyet ve mizac verdiğini belirtir ve ortaya konacak olan
eserlerinde de ayrı ve farklı olması gerektiğini söyler. Türk şiirinin
Batılaşmasına sıcak bakmadığını belirtmek gerekir.
Ziya Paşa'nın altı yıllık aradan sonra tekrar
divan şiirine kapılıp hem üç ciltlik bir antoloji olusturması hem de eski şiir
hakkında övücü sözleri, birlikte eski şiir anlayışını yıkmaya karar verdikleri
dostu Namık Kemâl'in gazabına uğramasına sebep olur.
Edebiyatımızın yenileşme sürecine girdiği böyle
bir dönemde bu antoloji yenileşme çabalarına zarar vermiştir ve Ziya Paşa şiir
sanatı açısından yüzünü tamamen eski şiire çevirmiştir.
Güzel yazı
YanıtlaSil