Ne Aramıştınız?

16 Haziran 2018 Cumartesi

Şehzade Mustafa'nın Boğdurulması

Kanuni Sultan Süleyman ihtiyarlamış sarayına çekilmişti. Aşkı Hürrem ise damadı Rüstem Paşa'yla beraber Kanuni'den sonra oğlu Bayezid'i tahta geçirmek için Şehzade Mustafa'yı bertaraf etmenin yollarını arıyordu. Kanuni Rüstem Paşa'yı Acem Seferi'ne memur etmişti. Ordu Anadolu'ya geçtiği sırada sipahi oğlanları ağası Şemsi Ağa saraya gelerek Kanuni'ye Rüstem Paşa'dan Şehzade Mustafa'ya leke sürecek bir telhis sundu. Telhiste şehzadeye etrafındakilerin babasının yaşlandığı tahta engelin Rüstem Paşa olduğu ve Paşa'nın katliyle önünün açılacağı yönünde tavsiyeleri bulunuyordu. Bundan teessür duyan Kanuni: "bunun gibi beyhude sözleri ve bunun emsali kıyl-ü kaali lisana getürüp günaha girmen" dediyse de artık oğluna karşı zehirlenmişti.
Kanuni ordunun başında İran Seferi'ne çıkıyor Anadolu'da ilerlerken şehzadeler de bir bir gelip babalarının elini ve eteğini öpüyorlardı. Padişah Konya Ereğlisi'ne geldiğinde Şehzade Mustafa da bir yıl önce otağını kurduğu yerden kalkarak atına bindi. Memnun ve mesut bir yüzle halkın ve askerlerin alkışlarıyla kasabaya girdi. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Halbuki Rüstem Paşa'nın telhisinden sonra Kanuni oğlunun saltanatına göz diktiğine inandırılmıştı. Sonunda şehzadenin katline karar verdi. Kanuni'nin seferin başında olmasının nedeni de buydu. Bütün olup bitenlerden habersiz şehzade sakin ve güleç bir çehre ile babasının çadırı önüne gelince atından indi. Devlet erkanı kendisini sessizlik içinde çadıra aldı. Şehzade içeri girip de babasını göremeyince şaşkınlıkla etrafına bakındı ve ilk gördüğü şey taş gibi sessiz 7 cellat oldu. Şehzade: "Hay bre kahpeler!" diye bağırdı, geri çekilmek istediyse de cellatların başı Zal Mahmut Ağa: "Bre koman, tutun, bırakman" diye haykırınca 7 cellat birden şehzadenin üzerine atıldı. Şehzade geriledi, kuvvetli pazularıyla yumruklar savurdu ve cellatlardan birkaçını yere savurdu. Zal Mahmut çelme takınca şehzade yere yıkıldı ve 7 cellat birden şehzadenin üzerine kapandı. Aralarında korkunç bir boğuşma oldu. Çadır iniltilerle çalkalandı. İpler elden ele geçti şehzadenin boynuna geçirilince korkunç bir feryat duyuldu. Nihayet çadır sessizliğe bürünmüştü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder