Cellatlar Osmanlı'nın en güçlendiği 15'inci yüzyılda görevlendirilmeye başlanmıştır. Başta devlet adamları olmak üzere idam cezasına çarptırılan her kimsenin ölümü cellatların elinden olmuştur.Bostancı Ocağı'na bağlı bir ocaktan türeyen cellatlar, o dönemde genellikle Hırvat ve Çingeneler içinden seçilirdi.Cellatların en önemli ortak özellikler ise hem sağır hem de dilsiz olmalarıydı. Cellat olacak kişilerin göreve başlamadan önce dilleri kesiliyordu.Padişahın cellatların dilsiz ve sağır olmasını istemesinin sebebi cellatların idam ettikleri şahsın son çığlıklarını duymasını engellemek
ve yaptığı işten olumsuz yönde etkilenmesini önlemekti.Cellatların arasında da kıdem çok önemliydi. Örneğin; devlet adamlarının idamı söz konusuysa bunu sıradan bir cellat değil, cellatbaşı adındaki bostancıların lideri gerçekleştirirdi.Vezir ve kazasker gibi devlet büyüklerinin idamında bulunan cellatbaşları padişahın idam fermanını kurbana okur, daha sonra da son görevini yerine getirirdi, cellatbaşları bostancıların lideri olduğundan cellatlar gibi dilsiz değillerdi.Hakkında idam hükmü verilmiş kişi önce Topkapı Sarayı'nda bulunan Cellat Çeşmesi'nin önüne getirilir burada cellatın kılıç darbesiyle infaz gerçekleşirdi.Cellatlar idam sonrası adını Cellat Çeşmesi, diye adlandırdıkları çeşmede kanlı kılıç veya baltalarını yıkarlardı.Çeşmenin önündeki taş seng-i ibret taşıdır. Burada infaz edilen kişinin ibret alınması için kellesi sergilenirdi.Sadece infaz işlemi bu şekilde gerçekleşmezdi, Balıkhane Kasrı'nda kementle boğularak mahkûm öldürülür, ardından cesedinin ayağına taş bağlanmasıyla birlikte denize atılırdı.Cellatlardan istenen kurbanın hemen ölmemesidir. Hemen ölürse cellat da öldürülüyordu.Yeniçerilerin kellesi, özel hazırlanan cellat satırıyla vurulurdu.Hanedan kanı kutsal görüldüğünden infaz işlemi hanedan mensuplarında farklı şekilde uygulanırdı. Hanedan mensuplarının kanı akıtılmaz, boğdurularak idam edilirlerdi.Vezirler, sadrazamlar, devlet adamları bu yüzden boğdurulur sıradan şahısların başları kılıçla vurulurdu.Genellikle Osmanlı şehzadelerinin yay kirişi ile boğdurulduğu bilinir.İnfaz uzak topraklarda ise kesilen baş bal dolu bir keçe ile getirilirdi.
Advertisement
Popüler Konular
- Namık Kemâl'in Şiir Anlayışı
- Ziya Paşa'nın Şiir Anlayışı
- Gündoğdu Marşı'nın Hikayesi
- Adı Bilinen İlk Türk Kadın Şair: Zeynep Hatun!
- Enver Paşa ve Atatürk'ün arası nasıldı?
- İlk Kadın Heykeltıraş; Sabiha Bengütaş
- Büyük Türk "Emir Timur" Hakkında Bilinmeyenler
- İttihat ve Terakki (Birlik ve İlerleme) Cemiyeti'nin Kuruluşu
- Nazi Almanyası'nda Bir Türk Kadın Ajan: Emine Adalet Pee!
- Menemen Olayı - (Mustafa Fehmi Kubilay)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder